Category: Loving Wives Stories

Ispanyol Gitarist

by mofilius©

Arkasına yaslanıp viskisinden irice bir yudum aldı, sonra da gözlerini kaldırıp kocasına ve Paco'ya baktı. Kocasının İstanbul'da oturduğu yıllardan kalma eski bir arkadaşıydı Paco. Gerçi önceden de ondan söz etmişti kocası ama, ilk defa karşılaşıyordu bu İspanyol'la. Gündüz arabayla kentin caddelerinden birinden geçerlerken kocası Paco'yu kaldırımda, elinde kocaman bir gitar kutusuyla yürürken görmüş ve hemen durmuştu. İki erkek birbirlerine sarılmışlar, sonra da kocası onu arabaya almış ve doğruca eve gelmişlerdi.

Hoş bir erkekti doğrusu Paco. Aslında kısa boylu sayılabilirdi. Simsiyah saçları vardı. Zayıf değildi ama, vücudu sırım gibiydi. Yüzünün hatları sertti. Uzun parmaklı elleri hemen dikkati çekiyordu. En çarpıcı yanlarından biri de, biraz kısık ve yanık sesiydi. Tam bir Endülüslü'ydü yani. Kalçalarına yapışan daracık siyah pantolonu ve tipik yumurta topuklu İspanyol ayakkabılarıyla, son derece seksiydi de.

Daha ilk andan itibaren, ufak ufak flört etmeye başlamışlardı. Kocasının buna aldırmayacağını biliyordu. Eve geldiklerinde de, yatak odasına gidip üstünü değiştirmişti. Hava iyice sıcaktı. Biraz bu yüzden, biraz da İspanyol'a kendini göstermek için, incecik bir giysi geçirmişti çıplak vücudunun üstüne. Beyaz üzerinde siyah puanları olan, kısa bir giysiydi bu. Aslında, biraz uzun bir atlet fanilesine benziyordu. Kollarıyla omuzlarını ve göğsünü açıkta bırakıyordu. Salona, kocasıyla Paco'nun yanına gitmeden önce, aynada kendini incelemişti. İncecik pamuklu kumaş, memelerini, karnını ve kalçalarını sarmıştı. Meme uçları hemen göze batıyordu. Hatta göbeğinin çukuru bile belliydi kumaşın altından. Arkadan bakıldığında, kıçının yuvarlakları iç gıcıklayıcı bir manzara sergiliyor, kumaş kalçalarının arasına hafifçe giriyordu. Biraz dikkat eden biri kilot giymediğini anlayabilirdi. Ayakları da çıplaktı.

Kılığının etkisini, daha salona geri döner dönmez farketmişti. Paco'nun siyah gözleri birden parlamıştı. Kocası da, büyük bir beğeniyle, tepeden tırnağa incelemişti onu. Sonra gözgöze geldiklerinde de gülümsemiş ve yaptığına karşı çıkmadığını belli etmişti.

Akşam olana kadar karşılıklı oturup konuşmuşlar, peşpeşe yuvarlanan viskiler kafalarını güzelleştirmişti. Paco'ya hafiften flört etmeyi sürdürmüştü bu arada. Sonra çabucak hazırladığı sofrada karınlarını doyurup yeniden koltuklara dönmüşler ve viskiye devam etmişlerdi. Giderek kafasının iyileştiğini ve kanının kaynamaya başladığını hissediyordu. Alkol her zaman azdırmıştı onu. Şimdi de öyle oluyordu işte. Geniş koltukta, dizlerini kıvırıp ayaklarını altına almış oturuyordu. Bacakları, neredeyse kasıklarına kadar meydandaydı.

Paco, kutusundan çıkardığı gitarı kucağına almış, uzun parmaklarını teller üstünde dolaştırıyordu. Flamenco'nun kıvrak ritmi hoşuna gitmişti. Yer gibi çalıyordu gitarı. Sonra, o kısık ve yanık sesiyle Endülüs şarkıları söylemeye başladı.

Kendini bırakıp dinlemeye daldı. Birden kafası son derece iyi olmuştu. Bulutların üstünde gibiydi. Gözlerini kapayıp, başını koltuğun arkasına yasladı. Müzik, üzerinde garip, iç gıcıklayıcı bir etki yapıyordu. Gitarın tellerinden çıkan küçük ses dalgaları, çıplak bacaklarını okşuyor gibiydi. Şarkıların sözlerini anlamıyordu gerçi ama, Paco'nun sesi beynine işliyordu sanki. Düpedüz tahrik ediyordu onu. Aslında gün boyunca ufak ufak tahrik olmuştu zaten. Gerçi ne o ne de İspanyol ölçüyü kaçırmamışlardı ama, birbirlerinden hoşlandıklarını da, açıkça belli etmişlerdi.

Şimdi ise kanında alkol dolaşıyordu. Karnının içindeki sıcaklık giderek artıyordu. Memelerinin uçları sertleşmiş, birkaç metre uzaklıktaki titreşimleri bile hissedebilecek birer sinir ucu gibi duyarlı hale gelmişlerdi. Amı yanıyordu. Bacaklarını sımsıkı birleştirmiş, amını aralarına sıkıştırmıştı. İyice sulanmıştı amı. Dudakları şişmişti. Gitar sesinin titreşimleri, şimdi bacaklarından geçip, küçük darbeler halinde amına kadar gelmeye başlamıştı. Bir fiziki temas kadar net hissediyordu titreşimleri. Sanki biri elindeki bir tüyle amının dudaklarını okşuyor gibiydi.

Birden kalçaları sarsılıp, geriye gitti. Sağ ayağının topuğu amına değmeye başladı. Bu temas, çıplak bir elektrik teline dokunmuş gibi titretti onu. Elini arkasına götürüp, eteğini biraz sıyırdı. Sonra da kalçalarını biraz daha geriye büküp, topuğunun üstüne oturdu. Amı, ıslak ve açık bir ağız gibi, topuğuna yapışmıştı şimdi.

Ohhh çok güzeldi.

Vıcık vıcık olmuştu amı. Dudakları iyice açılmıştı. Topuğu aralarına girmiş, onların kadife yumuşaklığındaki içlerine değiyordu. Biraz kımıldayınca, bızırı dokundu topuğuna. Yeni bir elektirik akımı gitti beynine. Uçuyor gibiydi. Asla içine alamayacağı kadar büyük bir sikin, koskocaman başı gibiydi topuğu o anda. Kalçaları, belli belirsiz kıvranmaya başlamıştı. Buğulu gözlerle Paco ve kocasına baktı. İspanyol hala gitarına kaptırmış durumdaydı. Onu seyretmekte olan kocasıyla gözgöze geldi sonra. Ne halde olduğunu, ne yaptığını anlamış gibi bakıyordu kocası. Rahatlatıcı bir şekilde gülümsedi önce. Sonra bu gülümsemenin yerini başka şeyler alıverdi. Havaya yaydığı seks dalgaları, kocasına da ulaşmıştı işte. Bu onu daha da heyecanlandırdı.

Kalçalarının hareketleri artık belirginleşmeye başlamıştı. Yavaş ama ritmik hareketlerle, öne arkaya, sağa sola çalkalanıyorlardı. Amı, vücudunun tüm ağırlığıyla üstüne oturduğu topuğunda geziniyordu. O kadar vıcık vıcık olmuştu ki, çıkan sesleri duyabiliyor ve daha çok tahrik oluyordu. Tam sikilecek kıvamdaydı amı.

Başını koltuğun arkasına yaslayıp, gözlerini kapadı. Kendini, duyduğu zevke bıraktı. Kocası, onun için her zaman istenen bir erkekti. Onun gibi siken birini zor bulurdu insan. Ama Paco da hoş erkekti doğrusu. Onun gitardan çıkardığı seslerin üzerindeki etkisi sürüyordu hala. Sesi de, hala baştaki kadar tahrik ediciydi. Çıplakken nasıl görünüyordu acaba? "Keşke kalkıp soyunsa." diye düşündü. "Geçip karşıma çırılçıplak soyunsa ve kendini gösterse bana. Kimbilir ne güzeldir siki?" Gözlerinin önünde, İspanyol'un çıplak resimleri uçuşuyordu.

Ne güzel olurdu şimdi onu yere yatırıp sikinin üzerine oturabilse? Beli kıvrılıp bükülmeye başlamış, kalçalarının hareketleri, farkedilme sınırını çoktan aşmıştı. Sonra biraz ileri kayıp, götünü getirdi topuğunun üstüne. Beynine yeni şimşekler çaktıran bir temas oldu bu. Kalçaları, hızla ileri geri gitmeye başladı.

Hayalindeki resimler değişmişti şimdi. Artık kendini, kocasıyla İspanyolun arasında çırılçıplak düşünüyordu. Öylesine canlıydı ki bu hayal, neredeyse üzerinde dolaşan elleri, önden arkadan, vücudunun orasına burasına değen sikleri hissediyor gibiydi. Nefesi sıklaşmıştı iyice. Sonra hafif hafif inlemeye de başladı. Kendini tam anlamıyla kaptırmıştı.

Gözlerini açıp yeniden kocasıyla Paco'ya baktı. Şimdi tüm dikkatini ona vermişti İspanyol. Gerçi parmakları hala gitarın tellerinde dolaşıyordu ama, şarkı söylemekten vazgeçmişti. Tıpkı kocası gibi, İspanyol da, alev alev yanan gözlerle onu seyrediyordu. Tarım, bu daha da tahrik ediciydi. Gözlerini onun gözlerinden ayıramıyordu. Birden küçük bir çığlık kaçtı ağzından. Belini getiriyordu.

Vücudu sarsılarak, içi titreyerek beli geliyordu.

Birkaç dakika sürdü kendini toplaması. Hiç kimse kımıldamamıştı bu arada. Artık gitar da çalmıyordu Paco. Üçü sessizce oturuyorlardı. Biraz önce onun içini yakıp kavuran ateş, şimdi kocasıyla İspanyolun gözlerindeydi. Başı dönüyordu. Yerinden kalkıp müzik dolabına gitti ve bir plak koydu. Sonra hemen orada, koltukların arkasındaki büyük boşlukta dans etmeye başladı. Rüyada gibiydi. Kafası son derece iyiydi. Her tarafı am kesilmişti sanki.

Sikilmek istiyordu.

Müziğin temposu yavaştı. Kendini kaptırmış, kıvrılıp bükülerek dansediyordu. Kollarını başının üzerine kaldırmış, kısacık eteği iyice yukarı sıyrılmıştı. Arkasını döndüğünde, kıçının yuvarlaklarıyla bacaklarının bitiştiği yerler görülüyordu. Bacaklarının iç tarafları, am sularıyla sırıl sıklam ıslaktı.

Kocasıyla İspanyol, büyülenmiş gibi seyrediyorlardı onu. Sonra Paco ayağa kalkıp, koltukların arkasına geçti ve sırtını duvara dayayıp, onu daha yakından seyretmeye başladı. Siki kalkıp dimdik olmuş, pantolonunun önünü alabildiğine kabartmıştı. Bunu saklamak gibi bir niyeti de yoktu. Biraz sonra da kocası kalktı ayağa ve gelip, İspanyol'un karşısındaki duvara yaslandı. Onun da siki kalkıp kocaman olmuştu.

Dansederek kocasına sokuldu önce. Hemen önündeydi şimdi. Sırtını ona dönüp vücudunu yasladı. Kalkmış sikini kalçalarında hissedince de kaçıverdi hemen. Sonra, dansetmeyi sürdürerek İspanyol'a yaklaşmaya başladı. Paco, sırtı duvara dayalı, elleri iki yanında, gözünü ayırmadan onu seyrediyordu. Kendi gözleri ise İspanyol'un daracık pantolonun altındaki muhteşem kararıklıkta kilitlenmişti. İyice sokuldu ona. Sonra tıpkı kocasına yaptığı gibi arkasını dönüp vücudunu yapıştırdı. Paco onunla aynı boydaydı. Siki, kalçalarının arasından kasıklarına doğru kaymıştı bir anda.

Bütün vücudu titredi bu temasla. Sikin pantolon kumaşından geçip tenine kadar ulaşan sıcaklığı, başını döndürdü. Uzaklaşacağına kalçalarını kıvırmaya başladı İspanyol'un önünde. Müziğin ritmine uygun olarak, sağa sola, öne arkaya oynuyordu kalçaları. Kocasıyla gözgöze geldiler. Bakışlarında hiçbir eleştiri ya da onaylamazlık yoktu. Aksine alev alev yanıyordu gözleri. Sağ eliyle sikini okşuyordu hafif hafif. Bu sefer yüzünü döndü Paco'ya. Şimdi tam amına dokunuyordu siki. Çıldırtıcı bir temastı bu. İspanyol eğilip, ateş gibi dudaklarını, boynunun omuzuyla bitiştiği yere yapıştırdı. Elleri iki taraftan uzanıp kalçalarını avuçladılar.

Başı öne düşmüş, gözleri kapalıydı. Vücutları sımsıkı yapışıktı. Memeleri Paco'nun göğsünde eziliyordu. Elini araya sokup, İspanyol'un sikini avuçladı birden. Kocaman bir şeydi bu. Gerçekten kocaman. Üstelik taş gibi de sertti ve alev alev yanıyordu. Arada hiçbir kumaş parçası olmadan okşamak istiyordu onu. Paco'nun gömlek düğmelerini çözmeye başladı. Göğsü kıllıydı. Bir elini uzatıp okşamaya başladı. Öbür eli de İspanyol'un pantolonuyla boğuşuyordu. Kemeri, düğmeleri ve fermuarı açınca, ondan biraz uzaklaştı. Sonra çömeldi, iki eliyle tutup Raco'nun pantolonunu ve kilotunu dizlerine kadar indirdi. Gözleri ortaya çıkan manzaraya takılınca da, dudaklarını yalamaya başladı, elinde olmadan.

Gerçekten genel vücut yapısından beklenmeyecek kadar kocamandı İspanyol'un siki. Sağ elini uzatıp, alt tarafındaki siyah ve kıvırcık kılları okşamaya başladı. Sonra parmaklarını çevresine dolayıp sımsıkı tuttu onu. Sol eliyle de taşaklarını avuçlamaya, hafif hafif okşamaya başlamıştı. Bir elindekinin sertliğiyle, öbür elindekinin yumuşaklığı çıldırtıcı bir tezat yaratıyordu. Şimdi sağ eli de oynuyor, İspanyol'un sikini sıvazlıyordu. Kendini daha fazla tutamıyacaktı artık. Biraz daha sokuldu Paco'ya. Sonra elindeki sikin morarıp, bir mantar gibi şişmiş başını yalamaya başladı. Dili fırıl fırıl dönüyordu mantarın çevresinde. İspanyol'un bacakları kasılmıştı. Karın adaleleri seyiriyordu.

Birden fışkırtmaya başladı.

İlk dalga burnuna çarpıp, aşağıya süzülmeye başladı. Ağzını açıp, sikin başını dudaklarının arasına aldı. İkinci dalga damağına, üçüncü dalga gırtlağına isabet etti. Hırsla emmeye başladı İspanyol'un sikini. Hala geliyordu beli. Birden kendi beli de gelmeye başladı. Bacakları titriyordu.

Başını çevirip kocasına baktığında, ağzının çevresi Paco'nun belleriyle pırıl pırıl parlıyordu. Kocası sikini dışarı çıkarmış okşuyordu. İspanyol'u bırakıp, emekleyerek onun önüne kadar gitti ve ağzını açıp bekledi. Kocası sikini dibinden tutup sokuldu ona. Sonra birden ağzına sokuverdi. İnliyerek kendini bıraktı. İki eliyle kulaklarından tutmuştu kocası. Sikini ağzına sokup çıkarıyor, onu ağzından sikiyordu. En ucuna kadar çıkarıyor, sonra dibine kadar sokuyordu. Sikinin başı neredeyse bademciklerine değiyordu her seferinde. Yeniden beli gelmek üzereydi. İçi titreyerek kocasının tohumlarını gırtlağına boşaltmasını bekliyordu. Bu sefer dışarı damla kaçırmamaya, hepsini yutmaya kararlıydı.

Sonra İspanyol'un ellerini kalçalarında hissetti. O uzun parmaklı elleri, kıçının yuvarlaklarını avuçlamış, mıncıklamaya başlamıştı. Neredeyse aynı anda kocası ağzının içinde fışkırtmaya başladı. Belleri, bir volkanın ağzından fışkıran lavlar gibi gırtlağına çarpıyor, boğazından aşağıya süzülüyordu. Titreye titreye beli gelirken bile gırtlağı oynuyor, bu yakıcı sıvıyı yutmaya çalışıyordu.

Kendini biraz olsun toplayabilmek için zaman bile bulamadı. Kocasının siki ağzından yavaşça çıkarken, Paco'nun kocaman sikinin başını amının dudakları arasında hissetti. Biraz daha öne eğdi vücudunu. Şimdi dirseklerini dayamıştı halıya. Kıçı havadaydı. Amı alabildiğine açılmış, İspanyol'un sikinin içine girmesini bekliyordu.

Bir anda dibine kadar geçirdi Paco.

Küçük bir çığlık kaçırdı ağzından. O kocaman sikin başının, içinde, neredeyse göbeğine kadar geldiğini hissediyordu. Kalçaları İspanyol'dan önce hareketlendiler. Aşağı yukarı, sağa sola çalkalanıyorlardı. Sonra Paco sikini yavaş yavaş sokup çıkarmaya başladı. Yumuşacıktı hareketleri. Onu iki eliyle belinden kavramıştı. Kalçalarını geri çektikçe siki neredeyse en ucuna kadar dışarı çıkıyor, sonra yeniden ve yavaş yavaş, dibine kadar sokuyordu.

Öyle güzeldi ki.

Amı, tüm benliğinin merkezi gibiydi o anda. Tüm duyuları orada toplanmıştı. İspanyol'un sikinin tüm kıvrımlarını, üstündeki kalın damarları, dibindeki kılları tek tek hissediyordu. Ah tanrım, ne kadar zevk vericiydi böyle sikilmek.

Paco giysisini neredeyse omuzlarına kadar sıyırmıştı şimdi. Ellerini belinden çekip iki yanından uzatmış ve memelerini avuçlamıştı. Uzun parmakları durmadan hareket ediyor, memelerini mıncıklıyordu. Sonra birden duruverdi İspanyol. Sikin amından çıktığını hissedince inledi. Kalçalarını geriye bastırıp yeniden içine almaya çalıştı. Ama Paco buna izin vermedi. Onun yerine kalçalarından iterek yere yatırdı onu. Sonra da sırt üstü döndürdü.

Şimdi şahane bir manzara vardı gözlerinin önünde. İspanyol, bacaklarının arasındaydı. Dizlerinin üstünde duruyordu. Çırılçıplaktı. O kocaman siki amının sularıyla ıslanmış, pırıl pırıl parlıyordu. Bacaklarını iyice araladı. Sonra da, dizlerini karnına doğru çekip, kendini açtı Paco'ya. Amı yanıyor, İspanyol'un sikini yeniden içine alabilmek için hazır bekliyordu.

Sonra Paco yavaşça üstüne uzandı. Onun ağarlığının altında ezildiğini hissetmek daha da çıldırtıcıydı. Altında kıvranıyor, kasıklarına değen siki içine alabilmek için çırpınıyordu. Çıldırmış gibiydi. İspanyol'un ağzını yaklaştırdığını görünce dudaklarını araladı. Hırsla öpüşmeye başladılar. İçi çekiliyordu sanki. Birden soktu Paco. Yine tek bir harekette, dibine kadar geçirmişti. Öyle büyük bir istekle beklemişti ki bu anı. Sarsıla sarsıla beli gelmeye başladı. Uçuyor gibiydi. Sonra yeniden sikişmeye başladılar. Telaşsız, yumuşak bir sikişti bu. Sımsıkı sarılmışlardı birbirlerine. Ağızları kenetlenmiş gibiydi. Memeleri İspanyol'un göğsünde ezilmişti. Kalçaları çılgın bir dansa girişmişti sanki. Paco'nun hareketleri de, giderek hızlanmaya başlamıştı. Her an daha da hızlanan bir tempo ile sikiyordu onu. Zevkten bayılacak hale gelmişti. Topuklarını İspanyol'un kalçalarına bastırmış, her sokuşunda onu kendine biraz daha çekiyor, aynı anda amını yukarı kaldırarak, o kocaman siki daha da çok içine almaya çalışıyordu.

Paco'nun tohumlarının amının en dibinde, rahminin ağzında fışkırmaya başladığını hissettiğinde çıldırır gibi oldu. Kolları ve bacaklarıyla, daha da sıkı sarıldı ona. İnlemeleri, İspanyol'un ağzının içinde eriyordu. Birden beyninde bir dinamit patlamış gibi oldu. Sonra bunu, peşpeşe gelen küçük patlamalar izlemeye başladı. Gözleri karardı.

Yeniden çevresinde olup bitenleri anlayacak duruma gelebilmesinin ne kadar sürdüğünü bilmiyordu. Tek bildiği, şimdi bacaklarının arasında kocasının olduğuydu. Dizlerinin üstünde durmuş, bir eliyle karnını okşuyordu kocası. Öbür eli de amındaydı. Başparmağını, Paco'nun belleriyle daha da vıcık vıcık bir hale gelmiş olan dudaklarının arasından içeriye kaydırmıştı. İspanyol'un içini dolduran kocaman sikinden sonra, biraz zayıf kalmıştı bu temas. Sonra kocasının orta parmağı, götüyle oynamaya başladı. Elektrik çarpmış gibi titredi. Dizlerini tekrar karnına çekti. Götünün deliği açılmaya başladı. Amından sızan sulara karışan bellerle, öylesine kayganlaşmıştı ki götü, sanki içine çekti kocasının parmağını.

Şimdi, iki deliği de doluydu. Götünden beynine elektrik dalgaları gittiğini hissediyordu. Vücudunun zevk merkezi, sanki amından götüne kaymıştı. Kocası parmağını hafif hafif oynatıyor, yavaş hareketlerle götüne sokup çıkarıyordu. Öyle uçurucu bir şeydi ki bu. Ama parmağın yerini kocasının siki aldığı zaman daha da uçurucu olacağını biliyordu. Beklemeye tahammülü kalmamıştı. Uzanıp, kocasının hala karnını okşamakta olan elini yakaladı ve çekmeye başladı.

Bereket kocası da acele ediyordu. Parmaklarını çekip, iki eliyle bacaklarını tuttu ve iyice karnına bastırdı. Şimdi alabildiğine açılmıştı kocasının önünde. Şişmiş dudakları iyice aralık amından Paco'nun belleri sızıyordu. Götü gevşemiş, biraz sonra içine girecek siki alabilmek için sanki hazırlanmıştı. Kocasının siki kıçına değiyor, aklını başından alıyordu. Elini uzatıp tuttu onu. Sonra da götüne dayadı ve yeni bir elektrik akımının vücudunu sarstığını hissetti. O anda, götünden sikilmekten başka istediği yoktu. Hem de bir an önce.

Yavaş yavaş, milimetre milimetre sokuyordu kocası. Öyle güzel bir duyguydu ki bu. Kendini bırakıp gevşetmiş, aldığı zevkin etkisiyle delirecek gibi olmuştu. Sonunda, dibine kadar girdi kocasının siki götüne. Tepeden tırnağa titriyerek bekliyordu. Sonra kocası götünü sikmeye başladı.

Vücudu halının üzerinde kıvrılıp bükülüyordu. Evrende, götüne girip çıkan sikten başka hiçbir şey kalmamış gibiydi. İçindeki ateş giderek büyüyordu. Solukları önce inlemeye, sonra da çığlıklara dönüşmüştü. Birden beli gelmeye başladı. Götü, kocasının sikini, spazma tutulmuş gibi sıkıyordu. Vücudunun hareketleri çırpınmaya dönüşmüştü.

Sonra yeniden sakinleşti ve hala götüne girip çıkmakta olan sikin verdiği zevkin tadını çıkarmaya başladı. Yarı kapalı gözlerle, kocasını seyrediyordu. Yüzünden, onun da son derece zevk aldığı anlaşılıyordu. Buna rağmen kontrolünü kaybetmiyor, hareketleri yumuşaklık ve yavaşlığını sürdürüyordu. Acele etmeden sikini sokuyor, çıkarıyor, yine sokuyordu. Sonra gözleri birbirine kitlendi. İçinin eridiğini hissediyordu. Kimbilir kaçıncı kez götünü sikiyordu kocası. Ama bu seferki bambaşkaydı. İçi yeniden tutuşmuştu artık. Tüm benliğiyle, kocasının tohumlarını götünün içine fışkırtmasını bekliyordu. Vücudu bir yay gibi gerilmişti.

Karnının içine dolan sıcaklığı hissettiğinde çıldırır gibi oldu. Tüm vücudu titremeye, sarsılmaya, dalgalanmaya başladı. Götü açılıp kapanıyor, kocasının sikini sanki sağmaya uğraşıyordu. Omuriliği bir nabız gibi atıyordu. Gözleri kapanıp kendinden geçene kadar sürdü kasılmaları.

Şimdi sırtüstü yatıyordu halıda. Paco tekrar gitar çalmaya başlamıştı. Gözlerini açıp çevresine bakındı. İki erkek de hala çıplaktı. Ondan uzaktaki duvarın önünde, neredeyse yanyana oturmuşlardı. Manzara çok hoşuna gitti. Kocası, kıvırdığı dizlerine dirseklerini dayamıştı. Paco ise, bağdaş kurup, gitarı boynuna asmıştı. İkisinin de sikleri, süklüm püklüm bir haldeydi. Ama bu yine de tahrik ediciydi doğrusu. Birden, içindeki sikilme isteğinin hiç eksilmemiş olduğunu farketti. Hemen oracıkta oturan iki erkekten biri kalkıp şimdi yanına gelse ve onu tutup bağırta bağırta sikse ne güzel olurdu. Bunun daha da güzeli vardı tabii.

İkisi birden sikebilirlerdi onu.

Bu son düşünce, içinin titretmişti. Kendini kocasıyla İspanyol'un arasına sıkışmış düşündükçe, çıldırır gibi oluyordu. Canı çok istiyordu bunu. İki siki birden istiyordu. Sonunda, başka şey düşünemez hale geldi. Ama erkekler ondan kopmuş gibiydiler. Kendi alemlerine dalmışlardı. Onların dikkatini çekmeliydi yeniden. Kocasıyla Paco'yu tekrar tahrik etmeli, ne istediğini onlara açıkça anlatmalıydı. Kalkıp içeriye, yatak odasına gitti.

Geri döndüğünde elinde küçük bir torba vardı. Halının tam ortasına uzandı yeniden. Sol yanının üzerinde yatıyordu şimdi. Ayakları, kocasıyla İspanyol'a bakıyordu. Elindeki torbayı açıp, iki tane yapay sik çıkardı içinden. Biri ten renginde ve normal bir sikin büyüklüğündeydi. Simsiyah olan öbürü ise kocamandı. Dizlerini karnına çekip, yattığı yerde vücudunu büktü. Sonra ten rengi yapay siki sağ eline alıp, arkadan kalçalarına doğru götürdü.

Category: Loving Wives Stories